Welcome to my blog, hope you enjoy reading
RSS

30 Ekim 2010 Cumartesi

korsan taksi kullanalım, bu olaydan kıllanalım



ben demiştim.
toplu ulaşımdan çok şikayet ediliyor, zam kapıdadır demiştim.

neyinize yetmiyor, konserveye dönseniz bile gitmiyor musunuz varmak istediğiniz yere?
kalabalık olacak tabi, istanbulun nüfusu malum, sen de az gez kardeşim!
arada bozulabilir bunlar da kul yapısı nihayetinde
mazot kaç para haberin var mı senin? yok tabi nerden olacak, sen gez koca istanbulu üç otuz paraya...
nefes alamayanlara da nacizane oksijen tüpü için bir firmayla anlaşmak üzereyiz.
ama yine de yaranılmaz size şikayet üstüne şikayet!


ulaşıma %10 zam! bir de bunu az bulanlar var. kokularından yanından zor geçtiğiniz, saygısızlığın bini bi para, hayatımızın pul kadar değerinin olmadığı özel halk otobüsleri ki ben onlara ÖHO kısaltmasını daha uygun buluyorum. zira kendileri ne özel ne halk için.
metrobüste de kademeli ücretlendirilmeye geçilecekmiş. üç durağa kadar 1,35 TL -ki 3 durak genelde yürüme mesafesi oluyor metrobüste zaten- , diğer yolculuk alternatifleri 1,95 TL.

benden sana tavsiye: otobüslerde metrobüslerde sürünme ey vatandaş!
imkanın ölçüsünde yararlan şu istenirse pekala legalleşebilecek şoförlü araç kiralama hizmetinden. tertemiz, yorulmadan, itilip kakılmadan, saygısızlık görmeden, sinir hastası olmadan km başına ortalama 1 TL ye git gidebildiğin kadar.
üç duraklık mesafeyi göz önüne alırsak hele bir de ücreti paylaşacak başka yolcular bulursanız en ekonomik ulaşım aracı olur benden söylemesi.

29 Ekim 2010 Cuma

üşüdün mü?



-çorba içmeyi seviyorsanız

-kalorifere yaslanıp elinizde kahvenizle sokağı seyretmekse boş zamanınızda yaptığınız

-yaz aylarında uzun kollu giymeyi özleyip ilk fırsatta kışlıkları çıkarıyorsanız

-narenciye sıkacağınız mutfağın en kolay ulaşılabilir yerindeyse

-olası ihtiyaçlarda lahana gibi giyinebilmek için kombinleriniz mevcutsa

-bütçede ağırlığı kışlık kıyafetlere veriyorsanız

-sokaktan bozacı her geçtiğinde canınız boza çekiyorsa, vefada park yeri bulamamaktan muzdaripseniz

-kartona pamuktan kar tanesi yaptığınız okul faaliyetlerinizi özlemle anıyorsanız

-soğuktan burnunuzun ucunu hissetmezken girdiğiniz sıcacık kafedeki sahlep/tarçın kokusu bir an için herşeyi unutturuyorsa

-hamam gibi evde yazlık elbiseyle dolaşmak yerine, serin evde en kalın çorabınız ve hırkanızla battaniye altında olmayı tercih ediyorsanız

-cam kapaklı tencerede pıtır pıtır mısır patlatmak zevk veriyorsa

-en paspal giysilerinizi üstüste giyip kartopu oynamaya can atıyorsanız

-ocaktaki yemekler camları buğu yapınca şikayetçi olmuyorsanız

-gece yattığınızda, sabah kalktığınızda hafif bir ürperti duymak hoşunuza gidiyorsa

-artık giymediğiniz kışlıklarınızı arabanın bagajına atıp yolda karşınıza çıkan ihtiyacı olan birine hediye etmek gününüzü huzurlu kılıyorsa

-örmeseniz bile bir sepette renk renk yünleriniz varsa

bu maddelerden bir kaçı bile sizi anlatıyorsa, siz de benim gibi kışı seviyorsunuz demektir...

28 Ekim 2010 Perşembe

damla damla...


yukarıda ben bugün konulu amatör fotoğraf çalışmasını görmektesiniz

dünden beri durmadı yağmur. şikayetçi olan çok. ıslanmaktan, çamur olmaktan -biraz önce düşüncesizce sokağımızdan geçen bir araba, düşünceli düşünceli yürüyen yayadan nasibini fazlasıyla aldı- , trafiğinden -en fazla da trafiğinden şikayet edip duruyoruz.
benim gibi dışarı çıkmak zorunda değilseniz yağmur keyifli de geliyor olabilir. yağmurla özdeşeleşen eylemler var hayatımızda. üzerimize battaniyeyi çekip film izlemek ya da bütün gün tembel tembel okuyup uyumak uyanıp yine okumak gibi.
gazetelerimi aldım, kitabım yanıbaşımda polar battaniyem en ulaşılabilir yerde, çayın altı açık. yerimden kalkmayı bile düşünmüyorum bugün.
babaannemin dediği gibi; 'Allah hayırlı yağmurlar versin'

22 Ekim 2010 Cuma

pelin teyzesi oğluma hediye getirmiş:))


canım arkadaşım pelin, annesinin yetiştirip yazlıktan benim için de taşıdığı organikleri getirmek için uğradı geçenlerde. dalından taze kopmuş o narlar, patlıcanlar, biberler benim için en güzel hediyeydi doğrusu. ama pelin teyzesi gelirken sadece beni değil oğlumu da düşünmüş ilk fotoğraf albümünü de hediye almış bize. boş sayfalarını doldurmak büyük zevk olacak.
pelişim ve berrin teyzecim, teşekkürler ederim....

kalktım sana kek yaptım



sonucunun endişesi ve kan aldırma zorunluluğu sebebiyle haftalardır ertelediğim şeker yükleme testini göz yaşartıcı bir cesaretle bu hafta yaptırdım.
bir takım belirtiler göz önünde bulundurulunca yüksek çıkabileceğini söylemişti doktorum ama neyse ki sonuç normal çıktı. hal böyle olunca ben de şeker orucumu bozmuş oldum ki hem de ne bozmak!
belirtilerden bir tanesi de çok hızlı kilo alıyor olmamdı. 5. ayıma kadar nerdeyse hiç kilo almayan ben 28. haftama +13 kilo ile girdim:( üstelik bunun son dördünü sadece iki haftada aldım:s sonuçtan muayene esnasında odada olan kimse memnun olmayınca oybirliği ile diyetisyene gitmeme karar verdik.
muhtemelen aylarca sürecek olan diyetime başlamadan önceki son günlerimdir diyerek kendime şeker testinden önce de söz verdiğim gibi-tabi sonucuna bağlı olarak- vişneli kakaolu keki yaptım. yani başlıktaki sen aslında oluyor ben:))) sıcak sıcak iki koskocaman dilim yiyince ağzımın içi bi garip oldu. sanırım uzun zaman kek yemem artık.
ama fena olmadı yahu:))
nil de benden bana gelsin, seviyorum kendisini..


Nil Karaibrahimgil - Kek
Yükleyen musicplay. - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası.